Cumhuriyet Dönemi Öncesi ve Cumhuriyet Dönemi Karşıyaka Çarşısı
(Bu yazılar KarşıyakLIFE dergisinin Aralık 2013 ve Ocak 2014 sayılarında yayınlanmıştır)
CUMHURİYET DÖNEMİNE KADAR
KARŞIYAKA ÇARŞISI
Geldik yılın son ayına. Bir yıl
boyunca gece ve gündüz nasıl art arda geldiyse hayatımızdaki sevinçler,
hüzünler, başarılar, başarısızlıklar da birbirini izledi. 31 Aralık gecesi,
takvimde bir yılın sona erip bir başka yılın başladığı gecedir. Bir kilometre
taşıdır. Yeni yıla girerken imkânı olanların çevresindekileri hediye vererek
sevindirmeleri adet olmuştur. Hediyenin küçüğü büyüğü olmaz; el örgüsü bir atkı
da hediyedir, en pahalısından bir kazak da. Esnaf yılbaşını dört gözle bekler.
Satışlar artar. Bir yandan büyük küçük hediyeler seçilirken diğer taraftan
yılbaşı sofrası için manavlar, kasaplar, şarküteriler, çerezciler satışlarını
katlarlar. Pastaneler özel yılbaşı pastalarını geceler öncesinden hazırlamaya
başlarlar.
Karşıyaka’da da bu
alışverişlerinin merkezi Karşıyaka Çarşısıdır. Bu ay çarşımızın geçmişine
uzanalım dedim. İzmir için Agora ve bağlamında Kemeraltı Çarşısının tarihi ne
kadar eski ise, Karşıyaka Çarşısının onlara göre daha yakın bir geçmişi vardır.
Buna karşın Karşıyaka’da yaşayanların da, Karşıyaka’yı ziyaret edenlerin de
uğramadan geçemeyecekleri bir mekândır. Bu ay Karşıyaka Çarşısının, Cumhuriyete
kadar olan dönemini göreceğiz. Karşıyaka Çarşısının tarihini incelerken Sevgili
dostum tarihçi Yrd. Doç. Dr. Sabri Yetkin’nin çalışmaları yazımıza epey ışık
tuttu. Bu açıdan kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum.
İzmir’de 1800’lü yıllarda,
Rum-Ermeni-Levanten gruplarının ticaretle uğraşmaya başlaması ve özellikle Batı
Anadolu’da demiryolu işletmeciliğinin çalışması ile İzmir ticaret kenti olarak
özellikle 1880 sonrasında büyük bir hızla gelişme göstermiştir. Söz konusu
gelişmeler sonrasında İzmirli çarşı kavramı ile tanışmıştır. Bu değişimlerle
beraber, İzmir Rum semtlerindeki Frenk Mahallesi çarşıları oluşmuş ancak bu
mekan da 1922 yangınında yok olunca, kentin tek çarşısı konumunda Kemeraltı ve
Karşıyaka çarşıları kalmıştır.
Karşıyaka Çarşısı, konfeksiyon –
ayakkabı - gıda ve gündelik yaşamı idare etmek için çeşitli dükkanların bir arada
yer aldığı, iskeleden tren istasyonuna kadar yürünebilir mesafede oluşmuş;
“çarşı caddesi” olarak adlandırılan bu yolun iki tarafına sıralanmış
dükkanlarla gelişen orta ölçekli bir ticaret bölgesi olarak ortaya çıkmıştır.
Karşıyaka çarşısının oluşmaya başladığı bu süreçteki en önemli gelişmelerden
biri, Karşıyaka tramvayının ilk hattının işletmeye açılması olmuştur. 1906
yılından itibaren bu hat iskeleden başlayıp çarşının ortasından geçtikten sonra
Soğukkuyu’ya dek ulaşan bir güzergahta hizmet vermeyi sürdürmüştür. 1632
metrelik bu ilk tramvay hattı ve 1907 yılında işletmeye açılan Bostanlı ve
Naldöken hatları, çarşı için önemli bir gelişme sürecinin başlangıcı olmuş ve
buralardan çarşıya müşteri taşımış; İzmir’de çalışanlar, vapurla Karşıyaka
iskelesi yoluyla çarşıya uğrayarak evlerine tramvaylar ile ulaşmışlardır.
Dolayısıyla tramvaylar, Karşıyaka’nın ulaşıma ilişkin en önemli simgelerinden
biri olmuştur. Aylar önce yine bu satırlardan “Karşıyaka Tramvayını Bekliyor”
demiştik. Tramvaylar kaldırıldıktan sonra yine Karşıyaka’nın ilk otobüs hattı
İskele, çarşı ve Soğukkuyu hattı olmuştur.
Karşıyaka Çarşısı kendine özgü
yapısının dışında ilk oluştuğu dönemler itibariyle İzmir’in önemli merkezi
Kemeraltı’na bağımlı konumda yer almıştır. İlk dönemlerinde bir iki imalathane
dışında üretim yapılmayan, perakende ticaretin hâkim olduğu bir çarşı niteliği
taşıyan Karşıyaka Çarşısı, bu yapı içerisinde çarşı esnafının, Karşıyakalıların
ihtiyaç duydukları bazı ürünleri Kemeraltı’ndaki toptancılardan temin ettikleri
bugüne ulaşan bilgiler arasındadır. 1900’lerin başlarında henüz kentsel
fonksiyonların çeşitlenmemiş olması nedeniyle Çarşı, bir yandan Kemeraltı kent
merkezine olan bağımlılığını sürdürmeye devam etmiş; bununla birlikte, kent
merkezine uzak olma ve erişim olanaklarının da sınırlı olması nedenleriyle
Karşıyaka dükkanlarında satılan ürünlerin fiyatları da Kemeraltı’na göre çok
daha yüksek bir seviyede yer almıştır.
Karşıyakalıların günde en az bir
kere günlük alışverişlerini yapmak için uğradıkları Kemalpaşa Caddesi, o
dönemin alışveriş merkezi konumunda yer almışsa da, sözkonusu dönemde Karşıyaka
halkının giyim ihtiyaçları ağırlıklı olarak İzmir’den karşılanmıştır. Böyle bir
eğilimi ortaya çıkaran ise, Karşıyaka’nın o dönemki işlevsel yapılanması
içerisinde giyimin çok geri planda kalmış olmasıdır. Zira o dönemde Karşıyaka
Çarşısında; H. Danoviç, S. Yoannis, S. Kalogereas, S. Likerdopulos’un
fırınları, G. Kokkinakis ve S. Fotiadis’in ekmek dükkânları; uncular, A.
İsaias, N. Sultanyan ,Salih Efendi, İ. Hacı Yeorgios; bir sütçü, A.
Hristodulos; 13 adet küçüklü büyüklü bakkal, Osmanlı Anonim Şirketi, F.
Kandinas, O. Kirkorian , A. Musulian, M. Minasian, P. Markosian, N. Puris, E.
Sevastos, Skolianos ve Sias, E. Stefanidis, K. Curmitis, A. Andonios ve İngiliz
Doğu Şubesi yer almaktaydı.
Yine Karşıyaka Çarşısında; Ali
Rıza ve P. Gunaris’in pastane ve lokantaları; müdürlüğünü Markopulos’un yaptığı
“Olimpia” tiyatro ve sinema salonu; aynı isimde sadece yataklı bir küçük otel;
bunun dışında yemek servisi de yapan D. Kumanis, M. Markoulos ve M. Reşit’in üç
de otel vardı. .
Karşıyaka’nın sağlık hizmetleri
yine Karşıyaka Çarşısında muayenehaneleri olan doktorlar; P. Avramidis, K.
Amatian , D. Apostolidis, Ag. Ezra, F. Zograakis, A. Yordanidis, G. Kosmadis ve
V. Pilarinos; iki diş hekimi, F. Granie ve Savvopulos; üç tane de eczane, İ.
Vassatis, İ . Yoannidis ve Th. Skiças vardı.
Hırdavat ve nalburiye
dükkanlarının sahipleri; Armao Kardeşler İngiliz Doğu Şubesi , Çulluzade ve İ.
Hristofidis; çarşının berberleri, A. Andonios, P. Karasankais, İ.
Kefalopulos, L. İlibancos, E.Naçios, S. Panas, A. Sirkesian, H. Hurudakis ve
Hacı Ali Usta; kasaplar, İ. Anagnostopulos, K. Anagnostopulos, M.
Anagnostopulos, D. Alabeliotis, S. Krayioviç, H. Krimeacis, A. Molalı ve D.
Panas; emlak komisyoncuları ise, A. Kamolinos, D. Kukulakis, N. Kukulakis, E.
Narikve N. Hacı Nikolas idi.
XIX. yüzyılının ortalarında
Karşıyaka çarşısının ilk oluşumunda bir diğer önemli faktör de 1884 yılında Karşıyaka
vapur seferlerinin başlaması ve iskelenin açılmasıdır. Bu arada; 30 Eylül 1908
gecesi Konak – Karşıyaka seferini yapan İstanbul vapuru Selanik’den İzmir’e
gelen Kassandra vapuru ile çarpışmış, çoğu Karşıyakalı 120 kişinin hayatına mal
olmuştu. 1 Ekim 1908 günü bu kaza üzerine galeyana gelen Karşıyakalılar ahşap
olan ilk iskeleyi yaktılar. Olaylar durulduktan sonra ikinci iskele yapıldı.
İşte bu sıralarda Karşıyaka’da yolculara hizmet veren iskelenin karşısında,
çarşının girişinde Rumlara ait altı adet kahvehane vardı. Bunlar; V.
Leondaridis’in Venizelos; G. Potucis’in Venüs, N. Kalligas’ın Ethnikis Aminis,
M. Makropulos’un Olimpia; G. Leondaridis’in Skra; A. İpsilantis’in Skra idi.
Cumhuriyet döneminde bu kahvehanelerin sahipleri de değişmiş, ama işlevleri
sürmüştür.
Osmanlının son döneminde
Karşıyaka’daki Levantenler ve Rumlar inançları ile Noel ve yılbaşını
kutlarlardı. Kurtuluş sonrası ve ardından Cumhuriyetin ilanı ile Karşıyaka’da,
Karşıyaka Çarşısı da değişti. Bu değişimleri bir sonraki yazımızda
paylaşacağız. Zira 1926 yılında miladi takvimi kullanmaya başlamamızdan sonra
yılbaşı için alış-veriş yapılması, özel yemekler hazırlanması yaygınlaşmaya
başladı. O yıllarda yılbaşı gecesi daha çok akraba ve yakın komşular ile
birlikte geçirilirken günümüzde eğlence yerlerinde, turistik tesislerde yılbaşı
gecesi geçirilmeye başlandı. Sonuçta başka yerlere çekmeden; yılbaşında;
hatırlanmak, aranmak, gönül birliği, sevgi birliği içinde olmak, beraberce hoş
vakit geçirmek kadar daha güzel ne olabilir. Bu güzelliği yaşayalım. Elbette
tercih sizlerindir. Bence önemli olan, yeni yıla girerken geçmiş yılın sıkıntı
ve dertlerinin geride kalmasına sevinmek ve yeni yılın mutlu, sağlıklı ve
huzurlu günler getirmesini dilemektir.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE KARŞIYAKA ÇARŞISI
Geçtiğimiz ay Karşıyaka Çarşının ilk yıllarına uzanmıştık.
1922 yılına geldiğimizde Karşıyaka çarşısında özellikle yabancı, Levanten ve
Rum çarşı esnafı ve yaptıkları iş ile dükkânlarını sayfalarımıza aktarmıştık. 1906
sayımında Karşıyaka’da 9000 Müslüman 1500 Hristiyan nüfus yaşarken, 1921
sayımında toplam 19110 nüfusun 3650 kişisi Müslümandı. 9 Eylül 1922’de İzmir
işgalden kurtulmuş ve 10 Eylül 1922 tarihinde Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa
İzmir’e gelmişti. Kurtarıcı ilk akşamını
Karşıyaka’da İplikçizade köşkünde geçirecekti. Köşke ulaştığında yerde serili
Yunan bayrağını kaldırtarak içeri geçmiş ve salonda kurulu sofrada yerini almış.
İzmir’de ilk akşamını İplikçizade köşkünde geçirmişti. Bu gece onu belki de
Karşıyaka bağlayacak bir akşamın habercisiydi. Zira 3 yıl sonra annesi Zübeyde
Hanım Karşıyaka’mızda ebedi istikrahına defnedilecekti. Diğer yandan hiçbir
spor kulübüne nasip olamayacak şekilde Karşıyaka Spor Kulübünü iki defa ziyaret
edecekti.
Biz gelelim Karşıyaka çarşısına. Karşıyaka çarşısının
bulunduğu cadde 1922 yılına kadar Çarşı Caddesi olarak adlandırılmıştır.
İzmir’in kurtuluşunda Gazi Mustafa Kemal ilk akşamını 10 Eylül 1922’de
Karşıyaka’da İplikçizade Köşkünde geçirmesinden sonra çarşı caddesine kurtarıcısının
ismi verilmiş ve burası Gâzi Mustafa Kemal Paşa Caddesi adını almıştır.
Günümüzde ise, çarşı için yalnızca Kemal Paşa adı kullanılmaktadır. O
dönemlerde Kemalpaşa Caddesi, iskele önünden başlayıp istasyona uzanan, taşıt
trafiğine kapalı, Karşıyaka’nın simgesi konumunda olanönemli öğelerinden biri
olmuştur. 1922 sonrası Kemalpaşa Caddemizin ayrıntılarına yine tarihçi dostum
Yrd. Doç. Dr. Sabri Yetkin’nin notlarından ulaştıklarımı size derliyorum.
Bu dönemde Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi üzerindeki
fonksiyon kullanımlarında bölgeye hizmet veren esnaf grubu içerisinde ilk sırayı
bakkaliye ve gıda ticaretiyle uğraşanlar almıştır. Günümüze ulaşan bilgilere
göre altı bakkal ile üç tüccar Karşıyakalıların gıda ihtiyaçlarını gidermeye
çalışmışlardır. Bakkaliyelerin kapasite olarak daha büyük olanları ve daha çok
rağbet görenleri Hüsnü Bey’in Emniyet, Ali Bey’in Karşıyaka, Fettah Yahya Bey’in
Güzel İzmir ve Mehmet Şevket Bey’in Kırım Bakkaliyeleri olmuştur. Bunlardan
başka Hâzım ve Hüseyin Hüsnü Beylerin bakkaliyeleri de çarşıda faaliyet
göstermiştir. Bu dükkanlarda tuzlanmış balıktan hububata, gazyağından sade
yağına, konserveden tütüne varıncaya kadar her türlü ürün satılmıştır. 1920’li
yıllarda henüz elektrik ve soğutucuların bulunmaması ve Karşıyakalıların yiyeceklerini
azar azar ve günlük olarak satın alma ihtiyacı,çarşıda bakkal esnafının sürekli
bir müşteri potansiyelinin olmasını sağlamıştır. Çarşıda Muammer Süleyman ve
Mustafa Şükrü Beyler un ve zahire ticareti yapmış, Abdülkadir ve Hikmet Beyler
de yağ ve peynir ticaretiyle uğraşmıştır.
1920’li yıllarda Karşıyaka Çarşısında en fazla bulunan esnaf
gruplarından birinide tuhafiyeciler oluşturmuştur. Tuhafiyecilerinden en lüks
mağaza Mütekait (emekli) Kaymakam Cemal Bey’in İstanbul Pazarıdır. Burada
bayanların ilgisini çekecek kaliteli ipekliler, yünlüler ve pamukluların yanı
sıra tuhafiye malzemeleri de yeralmıştır. Ali Nazif Bey’in Güzel Karşıyaka,
Suat Nazif Bey’in Şark Bonmarşelerinde her türlü ıtriyat malzemesinin, çocuk
oyuncak ve ayakkabılarının mekânı olarak bilinmektedir. Bunlardan başka Osman
Nurî Bey’in Karşıyaka Hânımlar Pazarı, Levi Jamao ve Levi Kokino’nun Tuhafiye
Mağazaları da Karşıyakalılara hizmet vermiştir.
1920’li yıllar ise Cumhuriyet ideolojisinin en yoğun
yaşandığı dönemlerolmuştur. Bu gelişme kendisini giderek dükkân isimlerinin
değişimi çerçevesinde göstermeye başlamıştır. Özellikle Karşıyaka Çarşısındaki
tüccar terzilerin isimleri buyüzden anlamlı olmuştur. Abdülkerim Bey’in
Terzihanesi yeni başkent Ankara’nınadını taşırken, Mehmet Esat Bey’in Terzihanesi
de Cumhuriyet adını taşımıştır. Heriki terzi de sivil elbiseler, merasim
elbiseleri, kostüm, tayyör ve mantolar konusunda özenli dikimleri ile ön plana
çıkmıştır. Dolayısıyla Karşıyaka çarşısı bu aşamada, dönemin üretim yapısının
yoğunemek ve özel becerilere dayanıyor olması bağlamında gelişen bir mekânsal
üretim kurgusu eşliğinde biçimlenmeyi sürdürmüştür. Değerli el emeği ürünler ve
siparişle ayakkabı imalatı bu dönem çarşısının en temel unsurlarından bazıları
olmuştur.
1926 yıllarında Karşıyaka’da üç eczane faaliyet
göstermiştir. Bunlar Ömer Vehbi Bey’in Ferah Eczanesi, Talip Arif Bey’in Eczane
ve Fuat Necmettin Bey’in Selamet Eczaneleridir. Bu eczaneler Osmanlı döneminin
eczane geleneğini sürdürmüş ve günün belirli saatlerinde uzman hekimlerin hastaları
muayene edip, reçetelerini yazdıkları mekânlar olmuşlardır.
Bu dönemde Karşıyaka Çarşısında bazı özel imalat
faaliyetleri de yer almıştır.Özellikle imalat sektörünün belli bir alanda
yoğunlaşması ilgi çekicidir. Bu alan rakı ve alkollü içkilerdir. Çarşı Caddesi
Şayetse Sokak 15 numaralı imalathanede Rıfat Bey halis üzüm ve anasondan kendi
tabiriyle enfes olan Bulut rakısını üretmiştir. Bu imalathanede rakının yanı
sıra konyak, şarap, mastika ve likör üretilmiştir. Yine Çarşı Caddesi Şayetse
Sokak 37 numaralı imalathanede İsmail Hakkı Bey “Ab-ıHayat (Hayat suyu)”
markalı rakısını ve bunların yanında viski, konyak ve likör deimal edilmiştir.
Cadde üzerindeki imalathanesinde Mahmud Nedim Bey “KibârRakısı” üretmiş, Ali Rıza Bey de Bira üretimi gerçekleştirmiştir. Nitekim
Tekelkurulmadan önce rakı ve alkollü içkiler özel sektörce üretilmiştir.
Karşıyaka’da bu kadar çok sayıda içki imalathanesinin bulunması, buranın bir
sayfiye mekânı olması ve zevk erbabı kişilerin yaşamasıyla açıklanabilir.
Karşıyaka Çarşısında ve iskele civarında birçok eğlence mekânı
faaliyet göstermiştir. O yıllarda bu mekânların en meşhuru Hafız Mustafa Bey’in
işlettiği Sevim Pastanesi olmuştur. Burası tatlı ve alkollü içecekler diye iki
kısımdan oluşmuş ve tatlı salonunda pasta, baklava, şeker, şekerleme, hediyelik
çikolata gibi ürünlereyer verilmiştir. İçkili kısım geceleri geç vakte kadar
açık olup, burada bira, likör,şarap, konyak, rakı servisi yapılmış ve “asri,
aile ile istirahat edilecek en kibar salon” olarak tanıtılmıştır. Hakkı Beyzade
Naki Bey’in Vatan Gazinosu da 1920’li yıllarınönemli salonları arasında yer
almıştır. İskeleden çarşıya girişte Rıza, Emin ve Yusuf Beylerin işlettiği Kamer
Kıraathanesi de önemli mekânlar arasında yer almıştır. Söz konuşumekan, o dönemlerde
henüz çayla tanışıklık olmadığından müşterilereşerbet, meşrubat, kahve ve
nargile servisi yapılan, tavla, domino, dama, satranç ve iskambil oynanarak hoş
vakit geçirilen bir mekan olarak konumlanmıştır.
Dönemin önemli eğlence ve kültür merkezlerini sinemalar
oluşturmuştur. Yalı Caddesinde Mustafa Sırrı Bey’in İskele Kulüp Sineması ile
Refik Baha Bey’in Ferah Sineması söz konusu mekanların en ünlüleri arasında yer
almaktadır. Özellikle Ferah sineması 450 kişilik büyük salonuyla ve getirdiği
iyi filmleriyle büyük ilgi görmüştür. Ayrıca ticari aktivitelerin ağırlıkla yer
aldığı Donanmacı Mahallesi de eğlenceye yönelik gazino ve sinemaların da
toplandığı bir yer olarak konumlanmıştır. Buna karşılık da diğer mahallelerde de
günlük hizmetleri karşılayan bakkal ve kahve dışında başka ticari aktivite yer
almamıştır.
Karşıyaka’nın gelişmeye başladığı 1920’li yıllarda
mühendislik ve inşaat işeriyle uğraşan esnaf da çarşıda yer almaya başlamıştır.
Karşıyaka Çarşısının Mimâr ve Mühendisleri olarak Berayconi Vereyzeli hizmet
vermiş ve Mustafa Mehmet Bey, Yusuf Kenan Bey ile Ahmet Hamdi beyler de inşaat
malzemeleri, hırdavat ve boya ticareti yapmışlardır.
1920’li yılların mütevazı Karşıyaka Çarşısı, kentin
ekonomisine, sosyal, kültürel ve gündelik hayatına renk veren önemli bir mekân
haline gelmiştir. 20. yüzyılın ilk yıllarında büyüme eğilimi gösteren ve halkın
ihtiyaçları doğrultusunda gelişen bir bölge haline gelmiş, Osmanlı klasik çarşı
yapısından farklı biçim sergilemiştir. Ticaret ve sanayinin gelişimi ise, 20.
yüzyılın ikinci yarısından sonra olmuştur.
Yorumlar