Dost ve Kardeş Ülke Azerbaycan'nın Başkenti BAKU
Azerbaycan Kafkaslar’ın güneyinde, Hazar
Denizi kıyısında, Azərbaycan Respublikası diye geçiyor. Avrupa ve Asya’nın
arasında kalan Azerbaycan, bazen Asya bazen de Avrupa ülkesi olarak kabul
ediliyor.
İş nedeniyle gidip 1 hafta kalıp Bakü’yü gezme olanağı
bulduk. Tarihi zenginliği, benzerliği, dil kolaylığı, kültürü, lezzetli
yemekleri, uygun fiyatları, kardeşçe ve yardımsever halkıyla gezmeye değer
Azerbaycan’a THY, Pegasus, AZAL (Azerbaycan Havayolları) ile
gidebilirsiniz. Tavsiyem THY. Pgegasus AZAL ile ortak uçuyor. Azerbaycan
para birimi Manat olup, 1 Manat = 1 Euro. Azerbaycan yeşil pasaporta vize
istemiyor ama normal pasaporta istiyor. Uçakla gidecekseniz Azerbaycan
vizesini Bakü Havalimanı’nda 10 Dolara alabilirsiniz. Otele de gelince
polis için bir belge dolduruyorsunuz bunun bir kopyasını alın bazen
havaalanında ayrılırken istiyorlar. Dönüşte AZALAIR ile dönerken, iki kişi tek
valizimiz 23 kg dı.3 kg fazlalık var diyerek 150 manat = 150 Euro istediler.
Dikkat !!! (Tabi vermedik, valizden 3 kg boşaltıp yanımıza aldık)
Azerbaycan’ın başkenti ve
Kafkasların en büyük kenti Bakü‘nün nüfusu 2 milyonun
üzerinde. Bakü’yü üç bölgeye ayırabiliriz: tarihi yerlerin olduğu eski kent
yani İçeri Şehir (İçəri Şəhər), Sovyetler döneminde inşa edilen kısım ve modern
Bakü. Bakü’nün merkezini yürüyerek gezebilirsiniz. Metro, minibüs ve otobüsle
0.20 Manata şehir içi ulaşım mümkün. Ülkenin en doğusundaki ve en önemli
sanayi, ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra bir liman kenti olarak da
önemlidir. Şehirde yaşayanların büyük çoğunluğunu Azerbaycanlılar oluşturur.
2006 yılında faaliyete
geçen Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın (BTC) çıkış noktasıdır.
Bakü Limanı, Hazar Denizi nin en önemli limanıdır. Şehirde tiyatro,
kütüphane, sinema ve diğer kültürel mekânlara sık rastlanır.
Bakü’de gezilecek-görülecek yerler
arasında Kız Kulesi (Gız Qalası), Şirvan Şah Sarayı, Taza Pir Camii, Şehitler
Yolu, Devlet Sanat Müzesi, Nizami Azerbaycan Edebiyat Müzesi, Halı Müzesi, Rus
Kilisesi, Rostropovich Müzesi, TV Kulesi, Bakü Filarmoni Binası, Nariman
Narimanov Evi Müzesi, El Yazmaları Müzesi, Dom Sovyet, Tagiyev Tarih Müzesi,
Bakü Bulvarı, Nizami Caddesi, Havuzlu Meydan, Ermeni Kilisesi’ni sayabilirim.
Bakü yazımda kentten daha fazla bahsedeceğim.
Değişik mimariyle yapılan binalar
şehrin silüetini değiştirmeye başlamış. Merkezde ise hummalı bir yenileme
çalışması var. Binalar ve meydanlar dışarıdan pırıl pırıl görülüyor. Gerçi bu
biraz aldatıcı bir durum çünkü genelde binaların içi yenilenmiyor. Devlet binaların
dış yüzünü bedava yeniliyor, ama içleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz.
Baku eyes ve dev Azerbaycan bayrağı ile Eurovision konser salonu adası "Baku Crystal Hall"
Yeni binalar arasında ilgi çeken en önemli yapı; Flame Tower. Türk inşaat firması tarafından yapılmış. 190 metre yüksekliğinde 3 binadan oluşmaktadır.
Hazar denizi kıyısındaki bulvar ve bu bulvar üzerindeki kafe ve restoranlarda keyifli. Ana caddeden karşıya geçtiğinizde lüks dükkanlar sizi karşılıyor. Ama Baku'den bir şey almanızı tavsiye etmem çok pahallı.
Şehirde görülecek yerleri saymadan
önce birkaç bilgi vereyim. Bakü’ye Azerice “Bakı” deniyor ve “Rüzgarlı Şehir”
anlamına geliyor. Yaz kış rüzgar varmış. Ağustos ve Temmuz’da 35-40 derece. Bakü’ye
gelmek için en iyi zamanlar Mayıs, Eylül ve Ekim. Diğer zamanlarda serin ya da
çok şiddetli rüzgarlı olabiliyor.
Bakü’nün ana tarihi bölgesi “içeri
şehir”, Azeriler bölgeye “köhne şehir” de diyorlar. Yarım gününüzü rahatlıkla
ara sokaklarda kaybolarak geçirebilirsiniz. Kale içinde kalan şehirde turistik
mekanlar, halı satıcıları var. 12. yüzyılda kenti savunmak amacıyla inşa edilen
duvarların büyük bir bölümüyle çevrili, yukarı kapıdan girip Hazar Denizinin
kenarındaki Bakü’nün sembollerinden Kız Kalesi’de içeri şehirdeki gezinizi
sonlandırabilirsiniz. ХII. yüzyılda mimar Masud ibn Davut tarafından inşa
edilen Kız Kalesi, bölgenin diğer gözde yapılarındandır. Kalenin gövdesi kireç
taşından yapılmış olup içe meyilli yatay taş sıraları ve kaburgalı cephe
görünümüne sahiptir. Kalenin hemen yanında ağaçlar altında küçük bir kafe va
dinlenmek için ideal
Bir diğer mekan; Şirvan
Şahlar Sarayı 15. yüzyılda inşa edilen bu saray, Bakü’nün Şirvan Şahları’na
başkentlik yaptığını gösteren ihtişamlı mimari örneği. Kent merkezinde bulunan
savunma duvarlarının içerisinde
Şehrin merkezinde yer alan Fıskiye Meydanı Bakü’nün en cıvıl cıvıl bölgesi. Nizami caddesinden buraya ulaşbilirsiniz. Nizami caddesi Bakü’nün en önemli caddelerindendir. Kaldırım taşlarıyla, binalarıyla, ünlü markaların mağazalarıyla görülmeye değer bir caddedir.Cadde taşıt trafiğine kapalı olduğu için rahatça gezilebiliyor.Cadde uzun bir caddedir ve yer yer sokak heykelleriyle karşılaşılıyor.
Ayrı bir başlık Haydar Aliyev Kültür Merkezi
Bakü’deki en orijinal mimariye sahip bina, Haydar Aliyev Kültür Merkezi
oluyor. 2013’te hizmete giren Kültür Merkezinin içerisinde, konferans
salonu, kütüphane, müze, medya merkezi ve galeriler bulunuyor. Ünlü
mimar Zaha Hadid’in imzasını taşıyan binanın mimarisi bir söylentiye
göre Azerbaycan mitolojisinde yer alan Hazar denizinin yükselişini
yansıtması, diğer bir söylentiye göre ise Haydar Aliyev’in imzası
şeklinde olmasıdır.
Bu güzel yapıyı yapan; projesinde yüklenici firma, Antalya
Havalimanı ve Adnan Menderes Havalimanı gibi büyük projelere imza atmış
IC Oteller zincirinin sahibi İçtaş AŞ. Şirket, Azeri ortağı Azersun ile
"DİA Holding".
Şehirde inşat sürüyor demiştik. Bu hafta sonu Baku 2015 1ST EUROPEAN GAMES açılıyor.68 bin kişilik olimpiyat stadı, kapalı spor salonu ve tesisler hızla devam ediyor.
Bakü’nün dışında Ateşgâh (Ateshgah)
Tapınağı; ünlü bir ateş tapınağı olma özelliği taşımaktadır. Ateşgah, 16 – 18.
yüzyıllar arasında bölgedeki doğal gaz ile aralıksız yanan bir tapınak işlevi
görüyordu. Şu an yine verilen gaz ile yanmaya devam eden ateş, tapınağın orta
yerinde konumlanıyor.) Bu ibadethanede; ortada yanan büyükçe bir ateş, çevrede
ise çeşitli bölgelerden hac için gelenlerin kalıp küçük bir delikten ateşe bakarak
ibadetlerini yaptıkları hücreler bulunmaktadır. Günümüzde hücreler müzeye
dönüştürülmüş olsa da, eski dönemlerden yakın tarihe kadar geçen olaylar
hakkında bilgi veren eşya, maket ve figürler; zamanın tüm ruhunu taşımaktadır.
Eskiden İpek Yolu tüccarları için önemli bir uğrak yeri olması, yapının başka
bir özelliğidir.
Çalışmaktan gidemediğimiz Bakü’nün
70 km güneyinde yer alan Gobustan’da ise; oyma taşlar, kamplar, mezarlık
anıtları ve mağaralar görülmesi gereken yerlerdendir. Buraya toplu ulaşım ile,
güney yönüne giden otobüslere binip, sonrasında yol ayrımında bekleyen taksiler
aracılığıyla gidilebilir. Bu bölgedeki kayalarda 12. yüzyıla tarihlenen çeşitli
resimler ve yazılar yer alıyor. Ayrıca çevredeki çok sayıda çamur volkanları da
ziyaret edilen yerlerin arasındaymış.
Tabi bir de Hazar Denizi kıyısında yemek yemenizi öneririm. Yıllardır coğrafya kitaplarında okuduğumuz o Hazar Denizi
Azerbaycan Yemekleri
Azerbaycan yemeklerinde
bol miktarda mevsim sebzeleri ve yeşillik kullanılır. Nane, kişniş, dereotu,
fesleğen, maydanoz, tarhun, pırasa, kekik, frenk soğanı, mercanköşk, taze soğan
gibi taze otlar (goy) çok yaygın tüketilir ve ana yemeklere eşlik eder. En
çok koyun ve dana eti yenir. Pilav (plov) çok önemli bir yemek ve safranlısı
gibi birçok çeşidi yapılır. Azeri mutfağında safranlı yapılan 50 çeşit yemek
var. Azeriler yoğurt (qatik), peynir (pendir), ekmek (çorek), salata (salat)
severler.
Azeri yemekleri
Yarpaq dolması – Yaprak sarması
Kelem dolması – Lahana sarması
Badımjan dolması – Patlıcan dolması
Kabab – Kebap
Balıq – Şişte mersin balığı yaygın
Dograma – Yoğurt, patates, soğan,
salatalıkla yapılan soğuk çorba
Duşbara – Kıymalı bir sulu mantı
yemeği
Lavangi – Ceviz ve otlu tavuk
dolması
Lüle kabab – Urfa kebaba benzer
Piti – Koyun eti, nohut, safranlı
güveç
Tika kabab (şaşlık) – Şiş kebap
Bozbaş – Kuzu etli çorba
Azerbaycan’da Türkiye’de olduğu
gibi siyah çay çok içiliyor. Bizim “ince belli” tabir ettiğimiz çay bardağına
onlar armuda benzerliği nedeniyle armudu diyorlar. Her yerde çay evi (çayhana)
var. Çay yanında zengin bir ikram geliyor.
Çeşitli pilav, çorba ve salata
türleri olan Azeri mutfağında sebze yemekleri oldukça azdır. Mantı ve buna benzer
hamurlu yemekler ise her restoranda kendini gösterir. Mesela küçük mantılarla
yapılan Düşbere ,oldukça lezzetli bir çorbadır. Büyük bir tas içinde ikram
edilir ve oldukça doyurucu bir özelliğe sahiptir.
Yaygın olarak içilen bir diğer
çorba ise yoğurt ve yeşillikle yapılan, kişnişle tatlandırılan Dovga’dır. Bu
çorba, yazları bardakla soğuk olarak da tüketilebilmektedir.
Yine lahana çorbası Borş farklı
Azerbaycan lezzetlerinden biridir. Bizdeki börekleri andıran Kutab adlı
yiyecek, üzerine yoğurt eklenerek ve sumak dökülerek yenilmektedir.
Kebaplar ise lezzetleri bakımından
ülkemizdekilerden farksızdır.
Yorumlar