Karşıyaka Sinemaları
(13.12.2017 tarihinde Karşıyaka Bledeiyesi ve 1912 Karşıyaka Derneğinin ortaklaşa düzenlediği "Karşıyaka Konuşuyor" penelindeki sunumum)
Sinema
Paris’de 25 Aralık 1895’de ilk gösteriminden 1 yıl sonra Osmanlı
İmparatorluğunun başkenti İstanbul’da açılmıştır. Paris’teki ilk film Lumiere
Kardeşlerin Tren istasyonları ile ilgili bir belgeseldi. İstanbul’daki ilk
sinema gösterim de 16 Ocak 1897 (Bazı Kaynaklar 12Aralık 1896 der) İstiklal
Caddesinde Sponeck Birahanesinde yapıldı. Ülkemizdeki ilk sabit sinema salonu
olan Pathé Sineması, 1908 yine İstanbul Tepebaşında açıldı. Bundan 1 yıl sonra
1909 yılında İzmir’de İtalyan Kramer kardeşlerin "Pathé Freres
Sinematografhanesi" çılır. 1897- 1908 arasında gerek İstanbul’da gerek se
İzmir’de özellikle levanten evlerinde, kulüplerde çeşitli filmler
gösteriliyordu. Pathe Sinema Salonundan sonra Kordon’da Yunanlılarca Cine de
Paris ve Yunan İtalyan ortaklığında Cine Palas (Sonradan 1926 yılında Tayyare
sineması oldu) açıldı. 1913 yılında ilk Osmanlı Sineması 1913 yılında faaliyete geçen Milli Kütüphane Sinema ve
Tiyatrosu açılana kadar gayri Müslimlerin sinema sayısı 9’a ulaşmıştı.
Karşıyaka’da ilk sinema 1919 yılı verilerinde Olimpia tiyatro, sinamatograf,
kahve ve otel olarak hizmet veren Markopulos’un yeri vardı. Yine aynı yıl
Potucis’in Venüs sineması, kahvehane ve otel ile birlikte hizmet vermekteydi.
1922 yılında Refik Baha Bey’in yönetimine geçip Ferah Sineması adını aldı. Bu
sinemanın makine dairesi 6 Eylül 1931 yılında yandı. Daha sonra 1932 yılında
Lüks ismiyle açıldı.
1909 yıllarından başlayıp, işgal döneminde İzmir’de sinema
ilgi gören bir şenlikti. Diğer yandan iyi de gelir sağlıyordu. Sinemalarda; “mektebi
sultaniye kütüphanesi”, “yetim kızlara”, “zelzele fe Laketine
uğrayanlara” gibi yardım amaçlı gösteriler oluyordu. Yine 1911 yılında Hilal-i
Ahmer kaynaklarından İzmir’de sinema gösterilerinden bahsedilir. Sinema
İzmir’de hayatı değiştirmiş, Ramazan da geleneksel Türk gösterilerine ilgi
azalmıştı. Bunun üzerine Müslümanlar Ahval gazetesinin 18 Aralık 1912 günlü
haberinde İkiçeşmelik’te 600 imza toplayıp validen sinemaya gitmenin günah olup
olmadığı konusunda fetva istediklerini okuyoruz. Buna karşın aynı gazetenin 8
Şubat 1914 tarihli “Karşıyaka’da fevkalade bir temaşa. Hasılatı fukara-i
muhacirine verilmek üzere sinema temaşası icra edilecektir” haberi
okunmaktadır. 2-3 günlük filmler “çok tesirli dram”, “celib-i merak” gibi
açıklamalarla filler tanıtılmaktadır. 1915 den sonra Milli Kütüphane
Sinemasında “Harp Gazetesi” filmleri ilgi çekmeğe başlamıştır. Asıl önemli film
Aralık 1922 yılında İzmir’de “Sakarya Meydan Muharebesi – Türk Yılmaz –
Yıkılmaz” gösteriliyordu.
Karşıyaka’da 1925 sonrası yıllarda sesiz Kulüp, Ferah
(daha sonra 1932’de Lüks, sonra Melek), 1932
yılında Zafer (1934 Ege, 1935 yılında Sümer ve 1950’lerden Ses) sinemaları,
Karşıyaka Irgat pazarı sinematofrafhanesi vardı. Özellikle Yalı
Caddesinde Mustafa Sırrı Bey’in İskele Kulüp Sineması ile Refik Baha Bey’in
Ferah Sineması söz konusu mekanların en ünlüleri arasında yer almaktadır.
Özellikle Ferah sineması 450 kişilik büyük salonuyla ve getirdiği iyi
filmleriyle büyük ilgi görmüştür. Bu
yıllarda İzmir’deki kapalı sinemalar gelen kitleye bağlı olarak, farklı bir
gösterim stratejisi kullanmayı tercih etmişlerdir. Örneğin, Karşıyaka halkı
şehrin diğer kesimine kıyasla kültür ve görgü düzeyi açısından yukarıda
olduğundan, buradaki seyirci kitlesi daha nezih, gösterilen filmler ise daha
kalitelidir.
1948
yılında İzmir’de 8 sinema salonu mevcutken, 1950’li
yılların başlarında sayı 12 ye çıktı Bunların yedisi İzmir’de, üçü Karşıyaka’da,
biri Bornova’da diğeri ise Buca’dadır.
1960’lı
yıllarda İzmir’de sinema sayısı 60’ın üzerine çıktı. Sinema sektörü de en
popüler dönemini 1960’larda yaşadı. Televizyon henüz gündelik yaşantıya
girmemişti. Kadınlı, erkekli tüm vatandaşların en büyük eğlencesi sinemalardı.
Erkeklerin boş vakitlerini değerlendirmek ve eğlenmek için gittikleri birçok
mekân olurdu; fakat bayanların gittikleri eğlence mekânı genelde sinemalardı.
Sinema biletlerinin nispeten ucuz olması, her gelir seviyesine uygun bilet
satışlarının bulunması, vatandaşın sinemalara kolaylıkla gitmesini sağlıyordu.
İzmir, ılıman bir iklime sahip olduğu için 60’lı yılların ikinci yarısından
itibaren İzmir’de açık hava sinemalarının da sayısı artmaya başladı. Öyle ki
bazen bir semtte birkaç tane birden açık hava sineması olurdu. Sinema
salonlarının fazlalığı, bilet fiyatlarının uygunluğu ve İzmir’deki yerleşmiş
sinema kültürü, sinemayı İzmirliler için vazgeçilmez kılıyordu.
1960’ların
ikinci yarısına gelindiğinde sayılarının yüzü geçmekte ve bazı haftalarda
yazlık sinemalarda kesilen bilet sayısı 500.000’i bulmaktadır. 1967 yılında
Karşıyaka’daki Açıkhava sinema sayısı belediye kayıtlarında 21’di. Bayraklı,
Beyazıt, Billur, Büyükçiğli, Cihan, Emek, Gül, Hayal, İpek, Işık, Marmara,
Mehtap, Melek, Nergiz, Neşe, Rüya, Rüyam, Sayanora, Simeranya, Şan, Şeref, Yeni
Ferah, Zafer. Kışlık sinema sayısı 8 olup; Bayraklı, Bahar (Örnekköy),
Büyükçiğli, Elif, Melek, Nergiz, Ses, Şemikler sinemalarıydı. Efes Sineması 1
yıl sonra 1968 yılında açılmıştır.
Sinemalar sadece kültürel bir araç değil aynı zamanda
sosyal paylaşım alanlarıydı. Buluşmaların günümüzdeki kadar kolay olmadığı
60’larda, kızlar ve erkekler sinemalarda buluşurdu. Burada platonik aşklar
yaşanır, delikanlı, sinemada görüp beğendiği kızı evine kadar takip ederdi.
Filmi, sinemada izlemek ayrı bir keyifti fakat bazen de evlerin balkonunda film
izlenirdi. Özellikle evi, sinemanın hemen yanında yer alan aileler;
arkadaşlarını, eş-dostlarını film izlemeye davet ederlerdi. Her gece başka bir
ahbabını misafir eden ev sahipleri, aynı filmi defalarca izlemek durumunda
kalırlardı. Fakat bu durumdan pek de şikâyetçi olmazlardı
1970’lerde İzmir’de
kapalı sinema sayısı 21 olup. Karşıyaka’da bu dönem Efes, Elif, Melek, Ses
sinemaları vardı. İleriki yıllarda Elif yıkılıp Deniz sineması oldu. 1968
yılında açılan Efes sineması ise 1986 sonrası Karşıyaka Devlet Tiyatrosu olarak
hizmet verdi. Tiyatro sokağında Karşıyaka Sineması açıldı.
1980’li
yıllardan itibaren ise, Türkiye’de benimsenmeye başlanan neoliberal politikalardan
İzmir de etkilenmeye başlamıştır. Ancak Türkiye’de dış ticaret açısından önemli
bir konuma sahip olan İzmir’de, beklenenin aksine, ekonomik açıdan bir gerileme
dönemine girilmiştir. Yaşanan ekonomik ve toplumsal gelişmelere paralel olarak,
İzmir’de bir kentsel dönüşüm süreci başlamıştır. 1989 yılında yürürlüğe giren
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 Sayılı Karar ile birlikte
tamamlanmıştır. Bu yasayla birlikte, uluslararası sermayelerin ülkeye girişinin
önündeki engeller tamamen kaldırılmıştır. Warner Bros ve UIP gibi Amerikan
dağıtım şirketleri, tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de sinema salonlarıyla
anlaşmalar yapmaya başlamıştır. Dolayısıyla, bu şirketlerle anlaşma yapan
İzmir’deki sinema salonları da bölünmeye başladı.
Yazlık Sinema anıları
Yaz
ayının gelmesi ile Karşıyakamız sıcak günlerini yaşamaya başladı.
Çocukluğumuzda televizyonlar yoktu, baharın ve ardından yaz mevsiminin gelişi,
sokak demekti bizim için. Bir de yazlık sinema. İki film bir arada. Tabi her
akşam filmler değişmezdi. 3 akşamda bir yeni film gelirdi.
Alaybey’de
otururken, Alaybey çarşısında Cihan Sinemasına sık giderdik. Sinemadan minder
kiralamamak için, evden minder götürür, sinemada çiğdem, gazoz alınırdı. Ama
filmi seyrederken annemin kucağına kıvrılıp uyduğum çok olmuştur. Allahtan ev
yakındı babamın kucağında eve dönerdim. Cihan sinemasında zaman zaman konserler
de olurdu. O konserleri de hayal meyal hatırlarım. Yine Alaybey’de diğer bir
sinema da Şan Sinemasıydı. Alaybey istasyonunun arkasındaydı. 1969 yılının yaz
başında çarşının paralelindeki 1712 sokağa taşındık. Yazlık sinema
alternatiflerimiz arttı. Kaymakamlığın olduğu yerde Beyazıt ve Hayal
Sinemaları. Banka Sokağında İpek
Sineması. Zübeyde Hanım Caddesinden Bahriye Üçok Bulvarı’na dönülen köşede
Ferah Sineması. Şimdiki Avlar Pasajının çıkışındaki 1713 sokaktaki Zafer
Sineması. Kemalpaşa Camii’nin karşısında Melek Sineması. Şimdiki Subaşı
Pasajının olduğu yerde Gül Sineması vardı. Gül sineması bizim taşınmamızdan 1 yıl
sonra yıkıldı ve mevcut pasaj ile apartman yapıldı. Bunların dışında babamın
çok yakın arkadaşı, nikâh şahidi Asım (Efil) amca’nın Karşıyaka Ortaokulu
sokağındaki Simeranya sineması. Hiç gitmediğim Reşadiye sokağında Rüya
Sineması. Bostanlı’ya gidersek, iki sinema karşımıza çıkar. Biri o dönemki
balıkçı iskelesine çıkan şimdiki Bostanlı İş Bankası'nın karşısındaki Grup
Sineması, diğeri ise Bostanlı’da teyzemlere gittiğimde Fatih abinin bizi
götürdüğü Bostanlı Köprü Durağında, dere kenarındaki parkın yanında Sayanora
Sinemasıdır. Şöyle bir saydığımızda 12-13 yazlık sinemayı Karşıyamız’da
görüyoruz. Her akşam ayrı ayrı filmler. Çekirdek seslerine karışan heyecanlar,
duygular.
Sinemalarda
şimdiki gibi rahat koltuklar yoktu. Birbirlerine telle bağlı tahta
sandalyelerin verdiği rahatsızlığı ya evden götürdüğünüz veya sinemadan para
ile kiraladığınız minder ile azaltabilirdiniz. Akşam sinemaya gideceksek annem
öğlen uykusuna yatırırdı, böylelikle filmin tamamını izleyebileceğimi
düşünürdü. Ama her nasılsa filmin ikinci yarısı başlar başlamaz gözlerime yoğun
bir ağırlık çökerdi nedense. Bütün mahalle sinemada olurdu. Şimdi sinemalarda
ne kadar da az rastlıyoruz sevdiklerimize, yakınlarımıza. Film başlamadan önce
yüksek volümlü dönemin şarkıları çalınırdı. Filmi izlerken ses kesildiğinde
“sesss” veya film koptuğunda “makinist” bağırışları olurdu. Makinist hiç
görünmezdi. Kulübesinde oturur ancak küçük bir kare delikten uzun ve güçlü
beyaz ışığı görebilirdik. Çekirdek ve gazozdan başka alaska frigo da satılırdı.
Üzeri kakao kaplı soğuk, içi daha katı, farklı çikolata- kakao- pekmez -
keçiboynıuzu karışımı bir dondurma. Dışı sarı yaldızlı bir alüminyum kaplıydı.
Sade ve portakallı Su-Ga ve Cincibir gazozları ile kola ve sade gazozu olan
Vinako ve Sinanko’yu hatırlarım. Bu kolalar şekerli – karamelli gazoz gibiydi.
Bu markalar sadece yaz aylarında ortaya çıkardı. Mevsimlik gazozlardı. Sinemada
satıcının o gazozu açmasının bile bir raconu vardı. Sinemada filmden sıkılan
çocukların koridorlarda veya sahne önünde dolaşması sıkıntı verirdi. Annemiz,
babamız bu konuda bizlere evde sıkı sıkı tembihler ederdi. Film başlayınca
arada bir kafamızı kaldırıp başımızın üzerinde yıldızlara bakardık. Uçsuz
bucaksız gök yüzüne. Çıkışta yüzümüzde tebessüm, gözlerimizin önünde filmden sevdiğimiz
sahnelerle, konuşa konuşa evin yolunu
tutardık.
Şimdi bu satırları okuyanlar “yazlık sinema da ne”
diyebilirler. Kışlık sinemalar şimdiki gibi AVM’lerde olduğu gibi küçük küçük
salonlarda değildi. Sinema salonu dedin mi alt katı, balkonu ve locaları
olurdu. Bu büyük sinemalarda klima da olmayınca yaz geldi mi kapanırdı. Yazlık
sinemalar açılırdı. Karşıyaka’da son yazlık sinema Zafer Sineması 1980’li
yılların ilk yarısına kadar hizmet verdi. Üniversitedeydik, arkadaşlarla iyi
bir film geldi mi giderdik. 1986’da otopark oldu. Sonra yıkıldı ve iş hanı yapıldı.
Diğerleri gibi. Yazlık sinemalar sadece anılarda ve hafızalarda kaldı. En
azından kendi adıma ben o dönemleri yakalayabildim ancak bizden sonraki dönemin
çocukları, yazlık sinemaların ne tadını bilebildiler, ne de keyfini
çıkartabildiler.
Murathan
Mungan’nın 1989 yılında çıkan “Yaz Sinemaları” şiir kitabında şöyle dökülür
satırlar;
Düşlerin
park ettiği; açık hava sinemaları
duvarları
yıkılmış hayaller
çıkarır
karanlık salonlardan
kış
uykularını
sokağın,
karşı pencerelerin, gökyüzünün ortasında
hayata
yakın dururdu perdenin yalanları
bundandı
inandırıcılığı
yazları
park sineması
beyaz
badanalı
taşra
gecelerinde
localardan
seyredilen
fildişi
hayatlar
sırtımızda
çocukluğun hırkaları
yüreğimiz
simli serinlik, avuçlarımız ayçekirdeği
arka
sırada samanyolu, çobanyıldızı, cenup ve kutup
pembe
balkonlarda otururlardı komşularıyla
dünyanın
en mutlu aileleri
balkonları
yazlık sinemaya bakanlardır
sanırdım.
Kasapoğlu, S. (2015)
Sinema Salonlarının Dönüşümü . İzmir Örneği.
Makal, O.
(1999). Tarih İçinde İzmir Sinemaları
1896-1950.
Ürük, Y. (2011).
“Sinema Cenneti İzmir 6.” İzmir Life
123.
Ürük, Y. (1999).
Şu Bizim Karşıyaka (Cordelio’nun Karşıyaka Oluşunun Küçük
Tabloları). İzmir: Atadost Yayınları.
Ürük, Y. (2011).
Sinema Cenneti İzmir (5). İzmirlife, 122, 52-54.
Ürük, Y. (2012).
Sinema Cenneti İzmir (8). İzmirlife, 125, 62-63.
Ürük, Y. (2012).
Üç Sinema Vadisi. İzmirlife, 128, 52-53.
Ürük, Y. (2012).
Bir Ağladık, Bir Ağladık. Vallahi Tek Mendil Yetmiyor. İzmirlife,
135, 52-53.
Özsu, S. (2006) İzmir Karşıyaka Çarşısında Fiziksel
Dönüşüm.
Altınuç Açıkhava
Sineması: Zübeyde Hanım Caddesi’nin Bahriye Üçok Bulvarı’na
döndüğü köşe
Atlas Sineması
(1950 ler): Öğretmenevi arkası
Beyazıt Açıkhava
Sineması (1960’lar): Kemalpaşa Cad.
Cihan Açıkhava
Sineması (1960’lar): Alaybey Çarşı
Deniz Sineması
(1980 – 90 lar): 1718 sokak (Eski Elif)
Duygu Açıkhava
sineması: 1709 sokak
Efes Sineması
(1986 da kapandı tiyatro oldu): 1713 sk.
Elif Sineması:
1718 sk. (Sonra yıkılıp Deniz oldu)
Emek Sineması:
Şemikler 6485 sk.
Ferah Sineması
(1920 ler). 1721- 1724 sokak arası.
Hale Sineması
(1923 civarı)
Holivud Açıkhava
sineması (1950’ler): Osmanbey parkı
İpek Açıkhava
Sineması: 1715 sokak
Karşıyaka
Sinemaları: 1713 sk.
Mehtap Açıkhava
Sineması (1960’lar)
Melek Sineması:
Yalı Cad.(1987’de yıkıldı)
Melek Açıkhava
Sineması: 1721 sk
Nergiz Açıkhava
Sineması: 1775 sk
Reşadiye
Açıkhava Sineması:
Rüyam Açıkhava
Sineması: Kilise sokağı
Sayanora
Açıkhava Sineması: Bostanlı
Ses Sineması :
Karşıyaka Çarşı (Eski Sümer)
Sümer Sineması:
Karşıyaka çarşı (sonra Ses oldu)
Şan Açıkhava
Sineması: Tersane Mah.
Simeranya
Açıkhava Sineması: Karşıyaka Ortaokulu sokağı
Yeşil Bahçe
Açıkhava Sineması: Dedebaşı
Zafer Açıkhava
Sineması:
Yorumlar
yüreğinize sağlık hocam