Türkiye Hava Gösterileri 2011


Küçükken hep pilot olmak isterdim çünkü o zamanlar ya öğretmen olmak isterdiniz, ya doktor, ya mühendis, vs… Bunda tabi Gümüldür Havacılar kampında en az bir dönem yaz tatilimizin de etkisi vardı.

1978 yılında Karşıyaka Ortaokulunu bitirince Kuleli Askeri Lisesi sınavına girdim. Önce spor ve mülakat, sonra yazılı en son da sağlık kurulunu geçip iş ciddileşince Annem ve Babam karşılarına çekip askerliğin zorluklarından, 15 – 16 yaşında askeri lise disiplini vs diyerek beni de ikna edip bu hevesten vaz geçirdiler.

Şimdi oğlum Kaan’nın ideal mesleklerinden biri pilot olmak. Kalıtsal mı ne? Ama o askeri lise kanalından değil özel eğitim veya üniversitelerin ilgili bölümlerini seçerek idealine ulaşmak istiyor.


4-5 Haziran 2011 de Türkiye muhteşem bir air show’a ev sahipliği yaptı. Hava Kuvvetleri’nin mükemmel organizasyonu çokuluslu gösterinin kusursuz olmasını sağladı. Yer İzmir Çiğli Ana jet üssü. Etkinlik Türk Hava Kuvvetlerinin kuruluşunun 100. yılı kapsamında.



2001 yılında da dar kapsamlı olarak gerçekleşen etkinliğe katılmıştık. Ancak bu etkinlik için hazırlıklar günler öncesinden başladı. İlk kafile 30 Mayıs da gelmişti. 3 Haziran Cuma eve dönerken spotterlar yol üzerine yerleşmiş fotoğraf çekmeye başlamışlardı bile . 10- 15 minibüs. İtalyan, İngiliz, Amerikalı gruplar sabahtan akşama kadar uçakların antrenmanlarını fotoğrafladılar. Gösteriler 1200 spotter yani hava fotoğrafçısı tarafından takip edildi. Bunlardan 550’si Hollandalıydı. İlk defa Türk Hava Kuvvetleri’nin üssü bu sayıda spotter’a kapılarını açtı. Gösterilerden birer gün önce ve sonra spotter’lar üste çekim yaptı. Yabancıların çoğu ilk defa geldikleri bir Türk hava üssüne girmekten, gösterilen konukseverlikten memnundu.

Aşağıdaki fotoğraf cuma günü tanıtım çekimlerinden.




4 Haziran sabahı saat 8:45 de biz de nizamiyeden giriş yapmıştık.



Sıkı bir yürüyüş ile VIP’ın sağ tarafına doğru konuşlanacağız.

Bu sırada Amerikan Thunderbird ekibi otellerinden geldiler.


Türkiye'nin tek Hava Orgenerali. Hv. Kuv. Kom. Hv. Or. General Hasan Aksay.


2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı (Çiğli/İZMİR)nda icra edilen gösterinin ilk gününde gösteriyi, Türkiye’de ilk kez düzenlenen GACC - Dünya Hava Kuvvetleri Komutanları Konferansı’na katılan 63 ülkenin Hava Kuvvetleri Komutanları da izledi. Hava Gösterisi’ni izleyen dünya ülkeleri Hava Kuvvetleri Komutanları arasında 32 yıl aradan sonra İran’dan ilk defa üst rütbeli bir komutan da yer aldı. Türkiye, Hırvatistan, Romanya, İtalya, Hollanda, ABD, İngiltere, Fransa, Avusturya, Romanya, Polonya, İspanya, Pakistan, ve Belçika’dan hava akrobasi timleri ve gösteri uçaklarının gökyüzündeki figürleri, Üs’te gösteriyi takip eden yüzbinlerce kişiyi ve ekran başındaki milyonlarca izleyiciyi hayran bıraktı. Gösteri ekipleri, muhteşem figürlerinin yanı sıra kendi ülke ve Türkiye’nin bayrak renkleriyle ve oluşturdukları başta kalp olmak üzere çeşitli şekillerle de izleyicilerin gönlünü kazandı.

Gösterinin ilk gününde izleyici sayısı 98 bine, ikinci günde ise 148 bin kişiye ulaştı. İki gün süren gösteriyi, yaklaşık 246 bin kişi bizzat Üs’se gelerek izledi.Organizasyonda güvenlikten sağlık birimlerine 5 bin 500 kişi görev yaptı.

Uçuşlar sırasında 580 ton yakıt harcandı. Tüpraş sponsor oldu

Türkiye’nin ikinci kullanıcı olacağı ortak nakliye uçağı A400M,





Geleceğin Uluslararası Askeri Nakliye Uçağı (Future International Military Airlifter (FIMA)) olarak başlatılan Proje, C-130 Hercules ve C-160 Transall'ın yerine geçmesi amacı ile Aerospatiale, British Aerospace, Lockheed ve MBB firmaları tarafından 1982'de planlanmıştır. Değişen gereksinimler ve milletlerarası politik görüşler nedeni ile yavaş bir ilerleme sağlandı. 1989'da Lockheed gruptan ayrıldı ve ikinci nesil Hercules, C-130J, üzerinde çalışmaya başladı. Alenia veCASA'in de eklenmesi ile FIMA grubu Euroflag'e dönüştü. Ortak ülkeler olan Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye, Belçika ve Lüksembourg Mayıs 2003'te 212 adet uçak alımı için imza attılar. Bu ülkeler OCCAR'ı A400M tedarik yönetimi ile görevlendirdiler.
İtalya'nın projeden çekilmesinin ve tedarik sayısının gözden geçirişmesinin ardından gereksinim, 180 uçak için, ilk uçuşun 2008 ve ilk teslimatın 2009'da olacağı şekilde değiştirildi. 28 Nisan 2005'de Güney Afrika da ortaklık programına dahil oldu.
AIRBUS A400M, aslen yerine geçmesinin tasarlandığı eski versiyon Hercules ve Transall'ın nakliye ve menzil değerlerinin üstüne çıkacak. Kargo kapasitesinin, hem hacim hem de ağırlık olarak varolan uçakların iki katına çıkması beklenmektedir ve menzil de büyük ölçü de arttırılmıştır. AIRBUS'ın diğer uçakları gibi, A400M'in bütün bilgilerin büyük renkli ekranlarla görüntülenebilmesine izin veren cam kokpit ve fly-by-wire gibi yenilikleri ile şu anda çoğu ülkenin kullandığı eski C-130 ve C-160'lara göre teknolojik bir atlama sunacaktır.



AIRBUS A400M, kargo taşıma, asker taşıma, MEDEVAC, havadan havaya yakıt ikmali ve elektronik murakabe(gözetleme) gibi görevleri de içeren bir çok konfigürasyonda çalışacaktır. Europro'un motorlarının seçimi tartışmalı bir konu olarak kalmıştır; son ana kadar, Pratt & Whitney Canada, teknik ve fiyatlandırma manasında önde giden motor üreticisi olarak bakılmakta idi. Bununla birlikte, Avrupa hükümetleri ve endüstrisinden gelen yüksek miktarda son dakika baskısı ile AIRBUS 'ın bu konudaki duruşu değişti ve EuroProp'un önerisini kabul etmek zorunda kaldı.

Boeing 737 erken uyarı uçağı ilk defa Türkiye’ye geldi. Ancak sadece asker ve asker aileleri gezebildi.



Lockheed Martin ise F-35 savaş uçağının bire bir ölçekli demo modelini sergiledi. F-35 Lightning II (Yani Yıldırım II), savaştaki her amaç için farklı uçak geliştirmenin masraflı olmasından dolayı tek bir uçağın tüm görevleri yerine getirmesi amacıyla tasarlanan bir savaş uçağıdır.



ABD, deniz ve hava kuvvetlerindeki F-16, A-10, F/A-18(yeni olan E/F "Super Hornet" varyantları hariç), AV-8B'leri İngiltere ise Harrier'ları bu uçak ile değiştirecektir. Uçağın üretim projesinde 9 ülke yer almıştır bu ülkeler içinde Türkiye de bulunmaktadır ve bu projeye toplam 11 milyar $ yatırmıştır(alınacak uçakların maliyetleri ile birlikte). Türkiye elindeki F-16'ları bu uçak ile takviye edip değiştirecektir. Uçak F-22'de kullanılan teknolojilerden faydalanılarak üretilmiştir. Radardaki izi F-22 kadar küçük olamasa bile günümüz uçaklarından düşüktür. Bunu sağlamak için silah istasyonları gövdenin içine saklanmıştır. Dikine inip kalkabilmesi için bir modeli de vardır, bu sayede uçak gemilerine ve elverişsiz yerlere rahatlıkla inebilecektir. Uçak gemisine inip kalkarken mancınık ile fırlatılabilmesi ve kanca ile yakalanabilmesi için gövde altı sağlamlaştırılmıştır. Tek kişilik ve tek motorludur. Türkiye JSF(Joint Strike Fighter) Projesine 12 Temmuz 2002'de yedinci uluslararası partner olarak katılmıştır. Ayrıca Türkiye yapacağı F-35 üretimi ile ilgili olarak karşılıklı anlayış muhtırası imzalamıştır. Türkiye 116+18 adet F-35A "CTOL/Hava Kuvvetleri(Geleneksel kalkma ve inme)versiyonu" siparişinde bulunmuş ve bu uçaklar için 11 milyar $ (Amerikan Doları) ödeyeceği bildirilmişitir. Türkiye'deki uluslararası üretime katkıyı Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından lisanslı olarak yapılması planlanmaktadır.Ayrıca üretilen bütün uçakların motor bölümü ve diğer kısımlardan bazılarının parçaları Türkiye'de üretilecektir.İlk motor teslimatı yakın zaman önce gerçekleşmiştir.Ayrıca uçağın elektronik kablo tesisatını üreten Hollanda'lı firma dördüncü fabrikasını Türkiye'de açmıştır.Türkiye için ilk teslimatın ise 2014 yılında alınması planlanmaktadır. Fakat Pentegon uçaklara ait yazılım ve şifreleri vermemektedir. Onun için siparişler Türkiye tarafından askıya alınmıştır.

Kaan’nın gözdesi Eurofighter Typhoon. 1970'lerin ortasında Fransa, Almanya ve İngiltere, European Combat Aircraft (ECA) programını oluşturdular.



1979 yılında konsorsiyum üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda (örneğin Fransa'nın taşıyıcı gereksinimi) European Combat Fighter (ECF) programı oluşturuldu. Ancak ulusal prototiplerin geliştirilmesi ve şartnamelerde yaşanan zorluklardan dolayı European Combat Fighter projesi 1981 yılında iptal edildi. Daha sonra Almanya, İtalya ve İngiltere Çevik Savaş Uçağı (Agile Combat Aircraft-ACA) programını başlattılar. Ancak Almanya ve İtalya'nın programa bütçe ayırmakta yaşadığı sıkıntılar sebebiyle işbirliğinden çekilmeleriyle,İngiltere programa kendi başına devam etme kararı aldı. 1983'te ise İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya "Geleceğin Avrupalı Savaş Uçağı" (Future European Fighter Aircraft-F/EFA) projesini başlattılar. Projenin misyonu hem kısa mesafede kalkış, hem de görüş ötesi (Beyond Visual Range) özelliğine sahip bir savaş uçağı oluşturmakdı. 1984 yılında Fransa taşıyıcı konusundaki gereksinimini tekrar dile getirdi ve EFA projesinden yönetme talebinde bulundu. İngiltere, Almanya ve İtalya ise bu talep üzerine yeni bir EFA programı oluşturdular. Sonraki yıllarda ise Fransa kendi ACX projesini (şimdiki Dassault RAFALE savaş uçağı) gerçekleştirmek üzere resmen EFA projesinden çekildi.
1985 yılına gelindiğinde ise İngiliz Havacılık Sanayi (British Aerospace-BAe) EAP'ı İngiliz Havacılık Sanayi'nin Warton kasabasında bulunan üssünde aşağı yukarı bitirmişti. Ağustos 1986'da EAP ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve Eurofighter'a bir yöneliş başladı. Eurofighter'ın dizayn çalışmaları EAP in verileri kullanılarak bundan sonraki 5 yıl boyunca devam etti. Projeye dahil ülkelerin başta öngördükleri ihtiyaç ve yapılacak üretim şöyleydi; İngiltere 250, Almanya 250, İtalya 165 ve İspanya 100. Bu sayı aynı zamanda ülkelerin projedeki paylarına göre belirlenmiştir. Ülkelerin projedeki payları ise şöyleydi; İngiltere (British Aerospace) %33, Almanya (Daimler-Benz) %33, İtalya (Aeritelia) %21 ve İspanya (Construcciones Aeronáuticas SA) %13. 1986'da ayrıca Eurofighter'ın Münich tabanlı versiyonu olan Eurofighter Jagdflugzeug GmbH`da görücüye çıkmıştır.`Bu versiyon EuroJet Turbo GmbH tarafından yönetilip, Rolls-Royce, MTU, FiatAvio (şimdiki Avio) ve ITP ortaklığıyla üretilmiştir. Eurofighter'ın ilk uçuşu 27 Mart 1994 Messerschmitt-Bölkow-Blohm'un test pilotu Peter Weger tarafından Bavyera (Almanya) dolaylarında gerçekleştirildi (test uçuşunda kullanılan prototip şuanki Eurofighter EF 2000'dir). 1990'lar uçağın geliştirilmesi ve projenin yürütülmesi konusunda oldukça verimli geçmiştir.
Son olarak uçağın üretimiyle ilgili yapılan anlaşma sonucunda ; İngiltere 232, Almanya 180, İtalya 121 ve İspanya 87 Eurofighter sipariş etmiştir. Bunlardan 112 adedi Tranche-3A modelidir ve İngiltere 40, Almanya 31, İspanya 20 ve İtalya 21 adet Tranche 3A modelinden sipariş etmiştir. Siparişlerin toplam bedeli 9 milyar avrodur.
Payların ise son şekli şöyledir; British Aerospace %37, DASA %29, Aeritalia %19.5, and CASA %14.

Bir parantez ALİ İHSAN ÖZTÜRK'e
Türkiye'nin sivil akrobat pilotu Ali İhsan Öztürk Acromach Süper S2S ile süper bir gösteri sundu. (www.acromach.com/turkce/site.html )





Gelelim SOLOTÜRK'e
Dünyanın en güçlü ve en önemli savaş uçakları arasında yer alan F–16'nın manevra kabiliyeti ile Türk pilotlarının cesaretini başarıyla sergileyen ilk ''Solo Türk'' gösterisi büyük beğeni topladı.



15 Nisan 2011 Cuma günü Ankara'da yapılan tanıtım gösterisi ile ilk defa milleti ile buluşan Solo Türk, 4–5 Haziran’da İzmir’de yapılan hava gösterisi ile de Dünya sahnesine çıktı.



Solo Türk hava akrobasi timi, Blok–40 tipi bir F–16 uçağı, üç tecrübeli pilot ve destek ekibinden oluşuyor. Kendine özgü tasarımı ile dünyada başka eşi bulunmayan Solo Türk’ün, altın, gümüş ve siyahtan oluşan renkleri, Türk Hava Kuvvetlerinin 21’inci yüzyılın hava, uzay ve bilgi gücü olma kararlılığının çelik bir ifadesi olarak belirlendi.

“Solo Türk” F–16 gösteri uçağının tasarım hedefi, “görsel bir değer olarak algılanması ve farklılaşmasını sağlamak” olarak ifade ediliyor. Solo Türk’ün üzerinde bulunan “Kartal Başı”; Türk Hava Kuvvetleri’nin sembolüdür, altın renkli ay yıldız ise; Türk Hava Kuvvetleri’nin, Türk Bayrağı’na ve milletine verdiği değeri simgeliyor. Uçağın üstündeki gümüş renkli tek yıldız ise; Türkiye’nin ve Türk Hava Kuvvetleri’nin “21’inci yüzyılın yıldızı olma” idealini sembolize ediyor. Uçağın kanadının üzerine resmedilen kartal sembolü de; “havacıların ruhundaki özgürlüğü ve kararlılığı” simgeliyor. Uçağın burun kısmına doğru uzanan siyah ve gri diyagonal çizgiler ise; havacılığın, yüksek hızlı düşünme / davranma, sürekli ilerleme ve sınır tanımama gibi özelliklerini betimliyor.



Cumartesi uçak pilotu Binbaşı Murat Kelş'di. Pilot Binbaşı Murat Keleş, zaman zaman telsizden, vatandaşlara, 'Benim canım size feda', 'Türk Hava Kuvvetleri'nin 100'üncü yılını kutluyoruz. Bir yüzyıl daha Türk bayrağı bu semalarda dalgalanacaktır' dedi.









Yorumlar

Popüler Yayınlar