İlkbaharda Paris’den Normandiya’ya doğru – I (Giverny – Ruuen – Étretat – Honfleur)

 

2025’in 23 Nisan tatili ile hafta sonunu birleştirince kısa bir Paris molası ile eşimin hayali Claude Monet’in köyü, benim çocukluk filim ve belgesel anılarım 2. Dünya Savaşının en kanlı kilometre taşı Normandiya kıyılarını görme hayalimizi gerçekleştirdik. Paris De gouelle havaalanından kiraladığımız Citroen C4 ile güzel bir tur yaptık. 

Paris’ten yola koyulup da Normandiya sınırlarına girdiğimizde ilk hedefimiz Giverny ve müze olarak gezilebilen ve dillere destan bahçesiyle herkesin ilgisini çeken Claude Monet’nin Evi. Hızlı bir turla bahçeleri ve evin dış kısmını görebilirsiniz. İçeriye girme sırası uzun olabilir, önceden online bilet almanızı öneririm. Ziyaret için: fondation-monet.com  sitesinden bilet alabilirsiniz. Bahçeler Nisan’da çok renkli olduğu söylenmişti. Hafa puslu da olsa çok güzeldi. Özellikle su bahçesi (Lily Pond) kısmını kaçırmayın. Otopark için “Parking Claude Monet” veya “Parking du Musée des Impressionnismes” kullanışlıdır.

 


































Sonra hedef Rouen.  D6015 üzerinden gitmek keyifli ve manzaralı yaklaşık 1 saat sürüyor. Güzel bir orta çağ kasabası Tarihi saat kulesi, Rouen Katedrali, Jeanne d’Arc’ın yakıldığı yer gibi birbirinden ilginç görülecek pek çok şey var. Rouen, kent merkezi olarak 110.000 civarında bir nüfusa sahip. Rouen Katedrali’nin hemen yanında. Rouen’daki Notre Dame de Rouen Katedrali oldukça etkileyici. İçeriye girip dolaşmanızı öneririm. 

 













Kilisenin karşısındaki sokaktan (Rue du Gros Horloge) önce Rouen’ın bir anlamda simgesi olan Gros Horloge yani Büyük Saat çıkacak ki bunu da görmeden Rouen’dan dönmemeniz gerekiyor. 

 




Devam edince Eski Pazar yeri Place du Vieux Marché çevresinde yemek yiebilirsiniz. Bu alanda 1979 yılında inşa edilmiş ve ilginç mimarisiyle dikkat çeken Sainte Jeanne d’Arc Kilisesi bulunuyor. Fransız tarihinde önemli rol oynayan Jeanne d’Arc 30 Mayıs 1431’de “cadı olduğu gerekçesiyle” bu meydanda yakılmış, daha sonra da “azize” ilan edilmiş. 

 







Buradan Rouen’dan Étretat’a yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1,5 saat süren A150 → A29 → D940 (manzaralı kıyı yoludur) yoluyla gidiyoruz. Falezleriyle ün yapmış yer. Aynı zamanda Netflix’deki dizinin de çekildiği yerlerden birisi.  İki kayalık tepelik arasındaki bir düzlüğe kurulu olan Etretat’nın sol tarafında o ünlü falez var, sağ tarafında da yine bir tepede bir kilise bulunuyor ve her iki taraftaki tepeye de tırmanıyor insanlar. Önce kıyıda bir bira molası verip manzaranın ve Atlantik Okyanusunun keyfini çıkardık. 

 






Ardından soldaki tepeye, falezin olduğu yöne doğru yürüyerek yavaş yavaş rampayı çıkmaya, kimi zaman merdivenleri tırmanmaya başladık. Yukarıda manzara güzel ama yürümeye devam edip tepenin ardındaki diğer koydaki dev falezi mutlak görün. 






Akşamüzeri sonrası güneşi Honfleur yolunda tam Pont de Normandie üzerinden geçerken batırdık (Köprü geçişi 5.80 Euro). Étretat – Honfleur yolu 1 saat. D940 → A29 üzerinden gidiliyor. 

 



Akşam olduğunda Honfleur’daki butik otelimize yerleşip yemek için kasabayı dolaşmaya çıktık. 




Masal gibi çok güzel bir başka balıkçı kasabası. Liman gece ayrı, gündüz ayrı güzel. Sokaklarda rengarenk dükkanlar, sanat galerileri ve kafeler var. Öğrendiğimize göre Honfleur, bu bölgedeki pek çok cazibe merkezi gibi yerli ve yabancı pek çok turisti ağırlıyor. Güzel havalarda ve özellikle hafta sonları sokaklar daha kalabalık oluyor. Buradaki Sainte Catherine Kilisesi mimarisiyle sizi etkileyecektir sanıyorum. Geceyi Honfleur’da geçirdik. Size de tavsiye ederiz. 









 

Yorumlar

Popüler Yayınlar