Yöresel peynir ve Slow Food
YÖRESEL PEYNİRLER - III
(SLOW FOOD KAVRAMINDA
DEĞERLENDİRİLMESİ)
Cem Karagözlü
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü
Bornova – İzmir
(Apelasyon sanal dergide yayınlanmıştır)
SlowFood,
yerel ürünlere sahip çıkarak biyolojik çeşitliliği korumayı, kaliteye önem
veren küçük gıda üreticilerini saptayıp onları desteklemeyi amaçlayan programı
yürüten bir sivil toplum örgütüdür. Bunu yaparken de o ürünlere, zanaat
kollarına ekonomik açıdan bir gelecek yaratacak ortamı sağlamaya çalışarak
destek vermektedir. Bu destek tek bir
peynir çeşidine, belirli bir peynir yapım tekniğini bilen son ustalara veya
yöresel küçük üreticilere yönelik olabildiği gibi, belli bir tahıl ürününden
geçimini sağlayan binlerce köylünün faaliyetini de kapsayabilmektedir. Türkiye’den
yöresel bir peynir çeşidimiz olan ‘’ Divle Tulum Peyniri”, “Terra Madre’’ yani
Türkçe ismiyle ‘’Toprak Ana’’ etkinliğinde ülkemizi 2008 yılında temsil
etmiştir. Terra Madre dünya çapında yöresel ürünlerin sergilendiği bir fuardır
ve ilk kez 2002 yılından İtalya’nın Torino kentinde düzenlenmiştir. Bu fuar
SlowFood hareketini yaymaya çalışan, yöresel ürünlere, gelenekselliğe önem
veren kişiler tarafından yapılmaktadır.
Divle
Tulum’u dışında, daha yüzlerce dünya tarafından markalaşmamış yöresel
peynirimiz bulunmaktadır. Türkiye peynir zenginliği açısından önemli bir yerde
bulunmakta fakat ismini bir türlü dünya ülkelerine duyuramamaktadır. Konya’nın
küflü peyniri, Kayseri’nin çömlek peyniri, Erzincan tulum peyniri, Kars
gravyeri, Erzurum çivil peyniri, Trabzon telli peyniri, Van otlu peyniri,
Marmara’dan Mihaliç, İzmir’den Tulum, Armola, Kopanisti, Sepet, Kirli hanım,
Tire çamur, Lor gibi yüzlerce peynir çeşidimiz yöresel tipik bir ürün niteliği
taşımakta, geleneksel bir kültürü yansıtmaktadır. Yöresel peynirlerimiz bu
haliyle Slow Food’un felsefesi ile örtüşmektedir.
Slow
Food ve Cittaslow Hareketi
Küreselleşme, hızlı yaşam şeklinin popüler
hale gelmesine sebep olmuş, tatil alışkanlıklarını değiştirmiş, yeme içme
biçimlerinin, giyim tarzlarının vb. toplumlara has özelliklerinin ortadan kalkmasına
neden olmuştur. Slow Food yerel tohum kullanımı, yerel yiyecek-içecek
üretiminin desteklenmesi, özgünlüğün korunması, halkın ekonomik gelir elde
etmesi, sürdürülebilir yerel kalkınmanın sağlanmasını ile aynılaşmaya karşı bir
başkaldırıdır. Slow Food Hareketi, iyi gıda, temiz gıda, adil gıda ilkeleri ile
hareket etmektedir. “İnsanların sağlıklı olabilmesi için, yediği besinlerin de
sağlıklı olması gerekmektedir” .
Slow Food Hareketi yerel tohumlar ile
üretimine, yerel yemeklerin tüketimine ve kentin özgünlüğünü yansıtan kültürel
kimliğinin korunmasına, yerel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasına dikkat
çekmesi ile diğer toplumsal gıda hareketlerinden farklılık arz etmektedir. Slow
Food hareketi, İtalyan yazar Carlo Pedrini ve arkadaşlarının 1986 yılında
İtalya’nın Roma kentinde açılan bir McDonald’s Restoranı’nı hamur atarak
protesto etmesi ile başlamıştır. Hareket 9 Kasım 1989 tarihinde, Paris’teki
Opera Comique’de, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Danimarka, Fransa, Almanya,
Hollanda, Macaristan, İtalya, Japonya, İspanya, İsveç, İsviçre ve Amerika
Birleşik Devletleri temsilcilerinin katılımıyla imzalanan manifesto ile
resmiyet kazanmıştır. İlk uluslararası Slow Food Kongresi 1990 yılında İtalya -
Venedik’te düzenlenmiştir. 1992’de Almanya - Königstein’de, 1993’te İsviçre’de,
ilk Slow Food faaliyeti başlamıştır. Merkezi İtalya-Bra’da bulunan Slow Food, günümüz
gıdaların üretim ve tüketiminin sürdürülebilirliğini ve biyo-çeşitliliği
korumayı hedeflemektedir.
Cittaslow hareketi Slow Food hareketinin
devamı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle ikisini birlikte değerlendirmek
gerekmektedir. Cittaslow Hareketi 1999’da küçük bir kent olan Grevein
Chianti’nin eski Belediye Başkanı Paolo Saturnin’in girişimiyle doğmuş, Bra
(Francesco Guida), Orvieto (Stefano Cimicchi) ve Positano (DomenicoMarrone)
belediye başkanları da bu girişime dahil olmuşlardır. Sonrasında Carlo Pedrini
de bu oluşuma destek vermiştir.
“Bu günün olanaklar ile geçmişin
mirasından, bilgi birikiminden ve çevre dostu son teknolojilerden faydalanarak,
hayat kalitesini arttıran kentsel ortamlar” oluşturmayı hedefleyen şehirler
Cittaslow Hareketi’ni gündeme getirmişlerdir. 01 Eylül 2015 tarihi itibari ile
Türkiye dahil 30 ülkede toplam 198 Cittaslow bulunmaktadır .
Sonuç
olarak; gelecekte restoranların ve gıda üreticilerinin “Slow-food” kapsamındaki eğitim ve organizasyon faaliyetleri ile
gün geçtikçe daha fazla ilgilenmeye başlayacağı değerlendirilmektedir. Bu
kapsamda yeni pişirme ve sunum teknikleri, hijyen ile ilgili hususlar ve
gıdaların muhafaza-taşımacılığı konusunda yeni usul ve yöntemler üzerinde daha
yoğun çalışmalar gerçekleştirilecektir. Bu çalışmaların özellikle geleneksel
gıda ve yemeklerin daha sağlıklı ve hijyenik şartlara uygun hale getirilmesi
üzerinde yoğunlaşacağı beklenmektedir.
Ülkemizde
bu hareket hızla yaygınlaşmaya devam etmekle birlikte konuyla ilgili bilinç
henüz arzu edilen seviyeye ulaşmış değildir. Hareketin yaygınlaşması ve
başarıya ulaşması için İtalya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde et, peynir ve
şarap konularında izlenen stratejilerin iyi analiz edilerek ülkemize
uyarlanmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Bu
kapsamlar göz önünde bulundurularak söz konusu olan yöresel peynirlerimizin
yapıldığı yörenin iklimi, sütü elde ettiğimiz hayvanı, bitki örtüsü gibi önemli
özellikleri kavranmalı ve bu peynirlerimizin yapıldığı yöre ile özdeşleştiği
iyi bilinmelidir.
Yöresel
peynirlerimizin ait olduğu bölgeler dışında üretilmesi, peynirin geleneksel
yapısında, tadında ve aromasında kısmen veya tamamen kayıplara neden olacaktır.
Bu yüzden peynirlerin kendi yörelerinde üretilmesi önemli bir konudur. Söz
konusu yörenin adıyla üretilen ürünler tüketiciler tarafından o yörenin adına
belli bir güven duyularak tercih edilebilir. Bu sayede de kırsal toplumun
kalkınmasında ve peynirlerimizin yöresiyle dünya ülkelerine tanıtılmasında
büyük yol kat etmiş olacağız.
Ülkemizde
slow-food anlayışını yaygınlaştırmak ve yöresel peynirlerimizi gelecek
nesillere sağlıklı şekilde taşıyabilmek için;
·
Öncelikle
bu konuda gerekli altyapının oluşturulması,
·
Yerel
peynir üreticilerinin organize ve teşvik edilmesi,
·
Slow-food
anlayışına uygun üretim yapan yerel üreticilerin ise küme, birlik veya
kooperatif olarak yapılanmaları şarttır.
KAYNAKLAR
Karagözlü,
C.; Tonguç, İ.E., Sarayköylü, B. 2012. İzmir ve Çevresi Yöresel Peynirlerin
Slow Food Hareketi Kapsamında Değerlendirilmesi. Süt Endüstrisinde Yenilikçi
Yaklaşımlar Sempozyumu15 - 16 Kasım 2012. Pamukkale Üniversitesi. Denizli.
Bildiri Özet Kitabı. Poster Bildiriler. sf: 88. Yeni Matbaa Şti. Denizli.
Pajo, A.; Uğurlu, K. 2015. Cıttaslow
Kentleri İçin Slow Food Çalışmalarının Önemi. Electronic Journal of Vocational
Colleges-December/Aralık 2015 65-73.
Yorumlar