ATATÜRK’Ü ANLAMAK BİLİMLE MÜMKÜN

(Resim: 1 Mart 1930 Karşıyaka Halkevi, Afet İnan ile ziyareti)

ATATÜRK’Ü ANLAMAK BİLİMLE MÜMKÜN
(ZİRAATÇİ GÖZÜYLE Cem KARAGÖZLÜ – AKŞAM EGE 18 Mayıs 2007 Yazısı)

Geçtiğimiz hafta Pazar günü İzmir’de bir büyük mitingi yaşadık. Tandoğan ile başlayıp, Çağlayan ile devam eden, Gündoğdu ile doruğa ulaşan Cumhuriyet Tarihimizin en büyük mitingleri iktidara, muhalefete, bağnazlara, başta AB ve ABD olmak üzere yabancı ülkelere gereken cevabı ve mesajı verdi. Önemli olan söz konusu kesimlerin bunu ne kadar anladığı yada anlamak istediğidir.

Yarın 19 Mayıs. Türkün uyanışının bir başka yıldönümü. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bir bayram. Ancak unutulmaması gereken bir gerçekte gençlerin bekçiliğini yaptığı Türkiye Cumhuriyeti.

Hala daha kimilerinin kafasında “Acaba” sorusu olan kişilere, Cumhuriyet bekçileri yine en güzel cevabı tarihe tanıklık ettiğimiz bu günlerde veriyor.

Yukarıda anlamak yada anlamayı istemekten bahsettik. Bu eylemleri anlayamayanlara bir ufuk açsın diye Atatürk bu konuda bir yol gösterici sözünü hatırlatmak istiyorum; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”. Mustafa Kemal ve arkadaşları 19 Mayıs’da yola çıktıklarından itibaren ülkemizde halkın yaşamı, yaşam şekli ve düşüncesi üzerine devrimler gerçekleştirmiştir. Atatürk’ün ilkeleri; Cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, haçlılık, devrimcilik ve devletçilik. İşte bütün bu ilkelere temel olan söz “Hayatta en hakiki mürşit (yani doğruyu göstereni rehber) bilimdir” sözündeki bilimsel düşüncedir. Bu söz Atatürk’ün düşünme sisteminin anlaşılmasını ve bizim anlamamızı kolaylaştıracak temel sözdür.

22 Eylül 1924 tarihinde Mustafa Kemal Samsun İstiklal Ticaret Mektebinde şöyle diyordu; “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir. Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekâmülünü idrak etmek ve terakki yatını zamanında takip eylemek şarttır.”

İşte bu sözler bu gün Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin binasının cephesinde kısaltılmış olarak yazılmıştır.

Modern yaşamın, çağdaşlaşmanın, önder olmanın gereklilikleri ve nitelikleri, bilimin insan için önemi bu sözlerle özetlenmektedir. Çünkü bilim; belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma sürecidir. Bu süreç de bize çalışmak, bilimsel bilgiye ulaşmada kazanacağımız donanımlar ve tecrübe ile kazandıklarımızı pratik hayatımıza aktarmamız gerekliliğini göstermektedir. Bu yüzden Cumhuriyetin emanetçisi gençlerdir, o nedenledir ki ilköğretim okullarının, liselerin, üniversitelerin duvarlarında hep “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazar. Gerçekleri başka yerde aramak sizi aymazlığa, ihtiyatsızlığa, cahilliğe ve eskiye yani GERİYE götürür.

Yorumlar

Popüler Yayınlar